Yayın Tarihi: 16 Eylül 2024
İletişim: NCI Basın Ofisi – 240-760-6600

Öne çıkan bulgu

Geniş çaplı bir klinik araştırma, yüksek riskli kas-invaziv mesane kanseri olan hastalarda, mesanenin cerrahi olarak çıkarılmasının ardından verilen bir immünoterapi ilacının, kansersiz yaşam süresini neredeyse iki katına çıkardığını ortaya koydu. FDA tarafından en az 18 farklı kanser türü için onaylanan pembrolizumab’ın (Keytruda), sadece izlem yapılmasına kıyasla daha etkili olduğu belirlendi. Bu çalışma, NIH araştırmacıları tarafından yürütüldü ve 15 Eylül 2024’te New England Journal of Medicine’da yayımlandı.

Çalışmanın baş araştırmacısı Dr. Andrea B. Apolo, “Bu bulgular, hastalara hastalığın tekrar etmesini geciktirecek yeni bir seçenek sunuyor. Kansersiz geçen sürenin uzaması, yaşam kalitesi üzerinde büyük fark yaratıyor,” dedi.

Kas-invaziv mesane kanseri nedir?

Kas-invaziv mesane kanseri, tümörün mesaneyi saran kas tabakasına kadar ilerlediği anlamına gelir. Bu durumda standart tedavi yaklaşımı, mesanenin tamamen cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Ayrıca hastaların bir kısmı ameliyat öncesi (neoadjuvan) veya sonrası (adjuvan) cisplatin bazlı kemoterapi alır. Bu tedaviler, hem ameliyat başarısını artırmayı hem de tümörden kaçmış olabilecek gizli kanser hücrelerini yok etmeyi amaçlar.

Mevcut sorun

Birçok hasta cisplatin bazlı kemoterapiyi alamaz veya tolere edemez.

• Bazıları ameliyat öncesi cisplatin tedavisine uygun değildir.

• Bazıları ameliyat sonrası cisplatin tedavisini kaldıramaz.

• Bazıları ise ameliyat öncesi tedavi aldığı hâlde hâlâ kas-invaziv hastalığı vardır ve cisplatin tekrar verilemez.

Bu gruptaki hastalara tarihsel olarak yalnızca düzenli takip (gözlem) uygulanıyordu.

Bu nedenle araştırmacılar, ameliyat sonrası immünoterapi uygulamanın, hastalığın geri gelme riskini azaltıp azaltamayacağını incelemeye başladı.

Daha önceki gelişme: Nivolumab onayı

2021’de FDA, yüksek riskli kas-invaziv mesane kanseri için nivolumab’ı (Opdivo) ameliyat sonrası adjuvan tedavi olarak onayladı.
Bu ilaç, T hücrelerinin tümörle savaşırken önündeki “freni” kaldıran bir immün kontrol noktası inhibitörüdür.

Klinik çalışma sonuçları, nivolumab’ın kanserin geri gelmediği süreyi plaseboya göre iki katına çıkardığını gösterdi ve tedavi bu alanda standart hâline geldi.

Yeni çalışma: Pembrolizumab etkili mi?

AMBASSADOR adı verilen bu yeni çalışmada araştırmacılar, başka bir immün kontrol noktası inhibitörü olan pembrolizumab’ın da adjuvan tedavide etkili olup olmadığını test etti.

702 hasta, ameliyat sonrası rastgele iki gruptan birine ayrıldı:

• Pembrolizumab alan grup: İlacı bir yıl boyunca her üç haftada bir aldı.

• Gözlem grubu: Sadece düzenli takip edildi.

Hastaların yaklaşık üçte ikisi daha önce cisplatin bazlı neoadjuvan tedavi almıştı.

Sonuçlar

Ortalama dört yıl izlem sonrası:

• Pembrolizumab alan hastalarda kansersiz yaşam süresi: 29.6 ay

• Sadece gözlenen hastalarda kansersiz yaşam süresi: 14.2 ay

Yani pembrolizumab kansersiz geçen süreyi neredeyse ikiye katladı.

İlaç genellikle iyi tolere edildi. En sık görülen yan etkiler:
• yorgunluk
• kaşıntı
• ishal
• tiroit bezinde yavaşlama

PD-L1 durumuna göre etki

Bazı kanserlerde PD-L1 pozitifliği immünoterapinin daha iyi çalışmasına yol açabilir. Araştırmacılar bu nedenle iki grubu ayrı ayrı inceledi.

PD-L1 pozitif hastalar (404 kişi):

• Pembrolizumab: 36.9 ay kansersiz

• Gözlem: 21 ay

PD-L1 negatif hastalar (298 kişi):

• Pembrolizumab: 17.3 ay kansersiz

• Gözlem: 9 ay

Sonuç:
👉 Her iki grup da belirgin şekilde fayda gördüğü için PD-L1 durumu tedavi seçiminde ölçüt olarak kullanılmamalı.

Genel sağkalım (erken veriler)

Üçüncü yıl sonunda:

• Pembrolizumab alanların %61’i hayattaydı

• Gözlem grubunun %62’si hayattaydı

Araştırmacılar bu farkın net yorumlanamadığını belirtiyor, çünkü gözlem grubundaki birçok hasta daha sonra nivolumab almaya başladı veya çalışmadan ayrıldı.

Gelecek çalışmalar

Bilim insanları şimdiden:

• İmmün kontrol noktası inhibitörlerinin diğer ilaçlarla kombinasyonlarını

• Hangi hastaların adjuvan tedaviden en çok fayda göreceğini belirleyecek biyobelirteçleri
  araştırmaya başladı.

AMBASSADOR çalışması NCI tarafından destekleniyor ve NCI’nin klinik araştırma ağları ile iş birliği içinde yürütülüyor. Merck ile yapılan ortak araştırma anlaşmasının da bir parçası.