NIH araştırmacıları, agresif meme kanseri gelişimi ve ölüm riskinin yükseldiğini gösterebilecek doku biyobelirteci keşfetti
Yayın tarihi: 14 Mayıs 2025
İletişim: NCI Basın Ofisi – 240-760-6600

Ne oldu?

Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüleri’ndeki (NIH) bilim insanları, memenin bağ dokusu yapısında – stromal dokuda – meydana gelen bir dizi mimari ve hücresel değişikliğin, iyi huylu meme hastalığı bulunan kadınlarda agresif meme kanseri gelişme riskini artırdığını, invaziv meme kanseri olan kadınlarda ise hayatta kalma oranlarını olumsuz etkilediğini ortaya koydu. Araştırmacılar bu süreci “stromal bozulma” (stromal disruption) olarak adlandırıyor. Bulgular, bu bozulmanın hem agresif meme kanseri gelişme riski yüksek kadınları hem de mevcut meme kanserinde nüks veya ölüm riski daha fazla olan hastaları belirlemede biyobelirteç olarak kullanılabileceğini gösteriyor.

Bu tür bilgiler, meme dokusunun mikroçevresini hedef alan yeni koruyucu ve tedavi edici stratejilerin geliştirilmesine katkı sağlayabilir. Ayrıca stromal bozulmanın tespiti maliyet açısından oldukça uygun olduğu için, moleküler testlerin uygulanamadığı veya çok pahalı olduğu düşük kaynaklı bölgelerde bile kolaylıkla kullanılabilir.

Araştırmada, makine öğrenimi yöntemleri kullanılarak;

• 4.023 sağlıklı meme dokusu örneği,

• 974 iyi huylu meme hastalığı biyopsisi

• 4.223 invaziv meme kanseri biyopsisi
  incelendi.

Sağlıklı meme dokusu bağışlayan kadınlarda; genç yaş, iki veya daha fazla doğum yapmış olmak, kişinin kendini siyahi olarak tanımlaması, obezite ve aile öyküsü gibi agresif meme kanseriyle ilişkili bilinen risk faktörlerinin aynı zamanda stromal bozulmayı da arttırdığı görüldü. Bu durum, söz konusu risk faktörlerinin ortak bir stromal yolak üzerinden etkili olabileceğini düşündürüyor.

İyi huylu meme hastalığı olan kadınlarda, biyopside belirgin stromal bozulma bulunması, minimal ya da hiç bozulma olmayanlara kıyasla daha yüksek agresif kanser gelişme riski ve daha kısa sürede kanser ortaya çıkmasıyla ilişkili bulundu.

İnvaziv meme kanseri olan kadınlarda ise stromal bozulmanın derecesi arttıkça hastalığın daha agresif özellikler gösterdiği ve sağkalımın kötüleştiği tespit edildi. Bu ilişki özellikle en yaygın alt tip olan östrojen reseptörü pozitifmeme kanserinde daha belirgin şekilde gözlendi.

Araştırmacılar, kronik iltihaplanma ve yara iyileşmesi gibi süreçlerin stromal bozulmada önemli bir rol oynadığını belirtiyor. Bu nedenle, özellikle yüksek risk taşıyan kadınlarda, yaşam tarzı değişiklikleri veya anti-inflamatuvar ilaçlar gibi bu doku değişimlerini önlemeye yönelik stratejilerin fayda sağlayıp sağlamayacağını araştırmak üzere daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğu vurgulanıyor.

Çalışmayı Yürüten

Mustapha Abubakar, M.D., Ph.D.
Kanser Epidemiyolojisi ve Genetiği Bölümü, Ulusal Kanser Enstitüsü (NCI)

Yayın

“Unraveling the role of stromal disruption in aggressive breast cancer etiology and outcomes”
Journal of the National Cancer Institute, 14 Mayıs 2025